7 Nisan 2011 Perşembe

herkesin içinde pink freud mu var acaba?

Pucca'dan sonra bir blog yazarının daha kitabını okumak, okurken kendi hayatımdan milyon tane örnek bulmak bu soruyu sordurdu. Hiç tanımadığım insanlarla hem de kalabalık bir grupla aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri yaşamak, demek ki aslında hepimiz birer pink freud uz. Ama kaçımız onun kadar cesaretliyiz, kaçımız yaşadıklarımızı karşımızdakinin yüzüne bu denli vurabilmişiz, içimizde fırtınalar koparken kaçımız güçlü rolünü başarıyla oynayabilmiş...

...
"Sorun bende değil sende" diye başlamış kitap ama herşeyin kolayı suçu hep karşındakinde aramak, kendine hiç pay biçmemek değil midir aslında? Neden sorusuna yanıt ararken tek taraflı bakmaktan, dinlemek yerine sadece konuşmayı tercih etmekten kaynaklanmaz mı?

Kitapta bence aslında tam da öz eleştiri yapmamız için Pelin'in dikkat çeken aşk hayatı var. Sevdiği adamı unutmak için arada o sevgiden mahrum bırakılan "diğerleri", sevilen adama duyulan tahammülden o "diğerlerinin" bir damla dahi nasiplenememiş olması, çar çabuk harcanan ilişkiler... Ama en önemli mesaj kitabın sonunda geliyor. Aradan yıllar geçtikten sonra sevdiğin adamla karşılaştığında neler hissettiğin?! "Diğerleri" ile yaşadığın ilişkilerin senin bakış açını nasıl şekillendirdiği, nasıl değiştirdiği... ve sevdiğin adam karşına geldiğinde o belki değişmemişte olsa senin aslında artık aynı sen olmadığın gerçeği...
Yaşadıklarına, paylaştıklarına, birlikte gülüp birlikte ağladıklarına aynı açıyla bakmadığını fark ettiğinde her şeyden önemlisi onun gözlerine baktığında artık aynı duyguları hissetmediğinde kaybedilen zamanı ve harcanıp giden "diğerleri" ni düşünmek...

Bazı şeylere pişman olmak için geç kalınmışsa da hayata daha güçlü sarılmak için yaşananlardan alınan dersler cepte kar kalmıştır....

Bundan belki de 17 sene önce kardeşimi anaokulundan almaya gittiğimdeki iki çocuk geldi aklıma. Her akşam birbirlerini dudaklarından öper sarılır öyle ayrılırlardı. Yok artık daha 5 yaşında bile yoklar dediğim çocuklar acaba şimdi yaşadıkları aşklar için o yıllara dönüp herşey bu kadar masum kalabilir miydi acaba diyorlar mıdır...


1 yorum:

BlueSilence dedi ki...

gitti gül gibi blog