11 Mayıs 2010 Salı

Geceler mi uzadı bu karanlık ne,Gönlümün bayramları, şenliği söndü...

...diyerek bir uzun geceye daha başladım. Dersin başına nasıl daha geç oturulur derkeeeen kendimi bloga bişeyler karalarken buldum tabi kiii:)
Bugün Ahırkapıdaki resimlerimize bakarken aklıma geldi "neden bu proje bi turlu yola giremiyor" diye. Cevap basit; sen kalkıp okulu asar da Ahırkapıya gidersen dilek dilicem diye bide okulla ilgili bişeyler yazmayı unutursan sonucuna da böyle katlanırsın... Öyle çöp adamlar çizmek, $ işaretleri koymakla olmuyo bu işler:) İki şey istemiş gibi görünsem de tek bi şeyde toplanabilir ikisi = Zengin Koca... Müge gibi atı, yatı, katı olsun da demiyorum. Hayır, o kadar ağaç dalları kırdığıma mı yanayım, denizi kirlettiğime mi yanayım yoksa hala bu dileklerden bişey çıkmadığına mı yanayım bilemedim... Bezden bi adam dikmek lazımdı da malesef düğme bile yamuk diktiğim için mazallah dileğin tutacağı çıkar beceriksizliğimden karşıma da yamuk yumuk bi adam çıkar:) En azından çöp adamın bi duruşu var...
Neyse, 8de çıkıp 9buçukta varabildiğimiz sahil tıka basa doluydu. Meğer herkes ne ümit bağlamış bu geceye. Dilek ağacına kağıtlarımızı sarıp sarmaladıktan, garanti olsun diye bi kopyasını da denize attıktan sonra geçtik 8-9luk mu 9-8lik mi neyse onu oynamaya... Mis gibi tantuni kokuları arasında havai fişek gösterisini de izledik. Tüm bu seremoninin herşeyi yerine getirilmiş olmasına rağmen hiç bişey olmamasının nedeni antetli kağıtla dilekte bulunmam mıydı? Orhanın dediği gibi orada gerçekten bizim kısmetimizi engelleyen bi kalkan mı var, dileklerime kadar ulaştı?
Bir başka bahara demiyorum, demek istemiyorum... oturdum bekliyorum sadece:)

Kağıt seçimini yanlış yapmadıysanız eğer Herkesin dileklerinin gerçek olmasını diliyorum... 

ps: birisi dileğini bulmaca gazetesine yazmış asmış, işi çok zor gibi geldi bana:)

1 yorum:

Mehmet ZoR dedi ki...

Ağaca bez bağlamalar, etrafında halay çekmeler, ateş üzerinde dansetmeler yerine bir yere gidip oturup kahve içsen şansın daha fazla olur bence. Bulacağın adamın zenginlik derecesini ise semt ve mekan seçimine göre ayarlarsın artık :) Belki bahsetmişimdir arkadaşım eşi ile sürücü kursunda tanışarak evlendi, yani nerede ne olur hiç bilinmez. Gerçi şöyle bir senaryoda aklıma gelmedi değil..
Tam çöp adamını çizmişsin bezi, kağıdı veya peçeteyi(her ne bağlanılıyorsa) )ağaca tutturmaya çalışıyorken, tam karşında uzun boylu, zayıf, koca kafalı adı da (cin) Ali olan yağız bir delikanlı :P
Bu arada merak etme öle yamuk dikmekle veya çizmekle olsa benim kare tekerlekli bir motorum olurdu, çünkü geçen sene Senem'in annesi motor çizmiş benim için (şimdi kendide pişman olsada:))
Umarım dileklerin gerçekleşir ;)