Şimdi o tozları da uçurmamak için sıkı sıkı bir yere kapamak gerekiyor sanırım... Yaratıcılık kısmı size kalmış, şişeye mi tıkarsınız, avucunuzda tutup biraz da olsa süzülmesine izin mi verirsiniz...
Önemli olan hayatın tüm bu karmaşası içinde, günün tüm yorgunluğu ve stresi arasında derin bir nefes alıp etrafa farklı gözlerle bakarken o renkleri görebilmek bence. Ben son zamanlarda pek yapamadım ama bu akşam okul çıkışı hazır arabamda servisteyken kendimi sahile attım. Sabah ki havanın aksine tatlı bir serinlikle birlikte harika bir hava vardı. Sahil boyunca gece balık tutanlar, hemen yanı başında kediler ve tabiki tepede gezinen martılar...Akşamın bu saatinde bile sahil öylesine kalabalıktı kuşuyla kedisiyle böceğiyle...
Bu arada spora gidememenin vermiş olduğu vicdan azabını biraz olsa azaltması için de çıktım yola ne yalan söyleyeyim:) Ama sıra yokuş tırmanmaya gelinceeee caydım tabi:) Nasıl olsa havalar güzelleşiyor artık sahil yürüyüşleri yada bir türlü katılamadığım ve Burak'ın sürekli davet ettiği koşular başlar.
Neyse şimdi de kilo derdine düşmeden, gelen baharın tadını çıkarmak ama bu arada bir türlü başlanamayan ve 1 ay sonra teslim edilmesi gereken tezin önsözü için oturuyorum masa başına...
Son olarak da bu şiiri paylaşıp gidiyorum:)
Dogdugumda Siyahtım
Büyürken Siyahtım.
Dogdugumda Siyahtım
Büyürken Siyahtım.
Güneşe Çıktıgımda Siyahtım.
Korkunca Siyahtım.
Hastayken Siyahtım..
Öldügümde Hala Siyahım...
Ve Sen Beyaz Çocuk...
Dogdugunda Pembesin.
Dogdugunda Pembesin.
Büyürken Beyazsın.
Güneşe Çıktıgında Kırmızı.
Üşüdügünde Mor.
Korktugunda Sarı.Hastayken Yeşil.
Öldügündede Gri'sin.
Sen şimdi bana renklimi diyorsun???
1 yorum:
Bu şiir aynı zamanda kısmen dekolte laflar içeren bir şarkı sanırım :p
Yorum Gönder