25 Temmuz 2010 Pazar

istanbulda yaz...

Bu blogun başlığını koyarken aklıma Burak geldi, bu yazı da onun için olsun o zaman...

Biz hala geri sayım yapaduralım İstanbullu yazın tadını çıkarmaya başlamış bile. Bir pazar gününü 4e kadar bankada geçirdikten sonra eve gelmiş puzzle ım la sabrımı ölçmeye başlamıştım ki telefon çaldı. HR in action @Don Jon haberi geldi... hadi bakalım puzzle a sıcak yapış yapış İstanbulun akşamında da devam edilir diyip yola çıktım. Her zaman ki gibi sahilde anlamsız bir trafikte giderken gördüm ki mangallar yakılmış, havlular betona serilmiş, abartanlar akşam güneşi için yağlarını sürünürken, ufukta kendini Bodrumda sanan yakışıklı karnını içeri çekip şişirdiği göğsüyle kasıla kasıla geliyo... Ama farkında değil ki kimse göğsüne değil içim dışım bir diyerek giydiği beyaz donuna bakıyor:) Evet don çetesi, pardon beyaz don çetesi bu yaz da sahilde boy göstermeye başlamış. Pazarda bihterin kilodu diye 20 tl ye satış yapanlar ne olurdu behlülün mayosu diye de birşey çıkarsanız da kendini fashion tv de boy gösteriyor sanmasa beyaz don çetesi??? bu arada araştırdım bunun için facebookta grup  bile kurmuşlar:)

Dalga geçtiğimiz, beğenmediğimiz şeyler ne kadar inkar etsek de ülkemizin gerçeği olmaya devam ediyor... ve sahte göz yaşları bunları bile değiştirmeye yetemiyorken hala orada barınabiliyor...

Herşey bir yana istanbulda yaz böyle geçmeye devam ederken biz geri sayımda son 6 ya geldik.... dönüşte tatil notları, son havadisler ile yazıyor olacağım...

Herkesin denizi kumu güneşi mojito bol olsuuuuun:)

Hiç yorum yok: